Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Classic Header

{fbt_classic_header}

Son yazılar:

latest

Panik Atağınızı Kontrol Edebilirsiniz

Bu durumu yaşayan kişilerle sıklıkla karşılaşmışsınızdır. Belki de bu durumu birkaç kez yaşadınız ve bir daha yaşamaktan korkuyorsunuz. Yoğu...

Bu durumu yaşayan kişilerle sıklıkla karşılaşmışsınızdır. Belki de bu durumu birkaç kez yaşadınız ve bir daha yaşamaktan korkuyorsunuz. Yoğun yaşanılan atak zamanları kişide unutulmaz hatta travmatik bir etki yarattığından "Yeniden yaşar mıyım?" endişesi sıklıkla gözlenir.

Atak anında ortaya çıkan belirtiler kişide fizyolojik bir rahatsızlık yaşıyormuş, kalp krizi geçiriyormuş gibi bir his yaratsa da aslında atağın nedeni çoğu zaman psikolojik kökenlidir. Bu nedenle panik atak geçiren kişilerin çoğunun ilk başvuru adresi aciller olur. Doktora ulaştığında kendini artık daha güvende hisseden kişi; kalbinin çok hızlı çarptığını, nefes almakta güçlük çektiğini, kalbi yerinden çıkacakmış gibi bir hisse kapıldığını, delirecekmiş ve ölecekmiş gibi olduğunu, kendini bir türlü kontrol edemediğini ve her an bayılabileceğini ifade eder.

Kendisi ile ilgilenen doktor şikayetlerini göz önünde bulundurarak gerekli tüm tahlilleri yapıp fizyolojik bir neden tespit etmediğinde yaşanılan durumun bir panik atak olduğunu ifade etmesi ile kişi doktorunun kendisini bir türlü anlamadığı hissine kapılabilir. Hala aynı belirtileri ve duyguları yoğun bir şekilde yaşamaya devam edebilir. Doktor, paniğin devam ettiğini ve kişinin sakinleşmediğini gördüğünde sakinleştirici ilk müdahaleyi yapar ve yakın zamanda bir psikiyatri uzmanı veya bir psikologla görüşmesi önerisinde bulunur.

Panik atak; hayatınızın bir döneminde hiç beklemediğiniz bir anda, beklemediğiniz bir yerde ortaya çıkan yoğun kaygı, bunaltı ve korku duygularıyla kendini gösteren bir durumdur. Kişi gerçekten yukarıda ifade ettiğimiz belirtileri yoğun bir şekilde hisseder. Eğer atak geçiren kişinin yakınıysanız onu anladığınızı gösterin ve yanında olduğunuzu hissettiren davranışlarda bulunun. Yaşadığı belirtileri abarttığını ifade etmemeye özen gösterin. Rahatlayabileceği ortamı yaratarak ona yardımcı olabilirsiniz. Sakin olun, aşırı bir tepkide ve ilgide bulunmamaya özen gösterin.

Atağı ortaya çıkaran birçok neden olabilir. Yoğun stresli geçirilen bir dönem, aşırı yorgunluk, uzun süreli uykusuzluk ve gerginlikler, içe atılan ve sürekli ertelenen olumsuz duygular, geçmişte bir dönem yaşanılan korkuların ve üzüntülerin sağlıklı bir şekilde atlatılamaması, çevresindeki her şeyin mükemmel olmasını isteme sonucu oluşan ama fark edilemeyen yorgunluk, aşırı hassas ve duygusal kişilik yapısı nedeni ile oluşan hassasiyetin kişiye zarar verecek duruma gelmesi, sağlıklı atlatılamayan bir yas süreci, yaşanılan bir travma süreci sonrası oluşan zorlayıcı duygular, hastalık süreçlerinde oluşan olumsuz duyguların yoğunluğu, çevre ile yaşanan uzun süreli çatışmalar, ani oluşan korkulara maruz kalma gibi nedenleri çoğaltabiliriz.

Bu gibi kişiyi yoran ve gücünü azaltan durumlar sonrasında beden de yorulmaya başladığının sinyallerini ataklarla vermeye başlar. Gelen ataklar kendiniz için, rahatlamanız ve dinlenmeniz için bir şeyler yapmanız gerektiğini size hatırlatır. Bedeninizden gelen, sizi zorlayan belirtileri bu şekilde yorumlayabilirsiniz.

Yaşadığınız ilk atak sonrasında; "Aynı anı, aynı duyguları yeniden yaşar mıyım?" endişesini ne kadar hissetseniz de hastalığınızla ilgili bilgi almak ve bu sürecin üstesinden gelmek için neler yapmanız gerektiğini bir uzmandan öğrenmek öncelikli olmalıdır. Çünkü panik atağın nedenlerini, nasıl ortaya çıktığını ve onu nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenirseniz ataklarınızı engelleyebilir veya yeniden gelse de kontrol edebilirsiniz. Başvuracağınız uzman kişi bir psikiyatri uzmanı veya bir psikolog olabilir. Atağın derecesine ve sıklığına göre uzmanınız gerekli tedavi desteği ile size yardımcı olacaktır.

Yaşadığınız ilk atak sonrası neler yapabileceğinizi birlikte inceleyelim. Atağın yeniden gelmesinden duyduğunuz endişeyi normal bir duygu olarak tanımlayabiliriz. Fakat bu endişeniz, yine sizi ve bedeninizi yoran bir etki olarak atağın tekrar ortaya çıkması için tetikleyici bir etki ile bedeninize olumsuz sinyaller gönderebilir. Bu endişenizi kontrol etmek için, atak gelse de onu nasıl kontrol edebileceğinizi bildiğiniz konusunda kendinize güvenmelisiniz.

Diyelim ki hiç beklemediğiniz bir anda yine bir atakla karşılaştınız ve paniklediniz. İçinizde yükselen korku duygusunu belli bir düzeyde tutmak için dikkatinizi bedeninizden uzaklaştırmayı başarmalısınız. Olumsuz düşünceleriniz bedeninizdeki belirtileri arttırabilir veya daha abartılı algılamanıza sebep olabilir. O an aklınızdan hızla geçen bedeninizle ilgili olumsuz düşünceleri kontrol edebileceğinizi hatırlayın. Sakinleşme çalışmalarına başlayın. Bu çalışmalar; o an için kendinizi daha iyi hissedebileceğiniz bir ortama yavaşça geçmek, derin nefes almak ve ağzınızdan yavaş yavaş vermek, sıcak veya çok soğuk olmayan bir sudan yudumlamak, temiz hava almak, o an bedeninizden gelen belirtilere değil çevrenizdeki herhangi bir şeye odaklanmak, atağı kontrol edebileceğiniz konusunda kendinize güvenmek, içinizde yükselen korkunun ve vücudunuzda artan belirtilerin aslında fizyolojik bir nedene bağlı olmadığını, bunun için gerekli tetkikleri yaptırdığınızı ve sonuçta bir şey olmadığını doktorunuzun söylediğini, içinizin rahat olması gerektiğini kendinize hatırlatmak.

Artan olumsuz düşünce ve vücut belirtilerinizin yerini "Sizin Kontrolünüzle" ( otokontrol) azalan korku duygusu ve yavaşça sakinleşmeye bıraktığında panik atağınızı kontrol edebildiğinizi kendinize göstermiş olursunuz. İşte bu duygu, tedavide oldukça önemlidir. "Ataklarımı az da olsa kontrol edebiliyorum" veya "Ataklarımı tamamen kontrol edebiliyorum, bu nedenle gelse de artık korkmuyorum" düşüncesi kişiyi rahatlatır. Kendine güveni artırır ve atakların tekrarını azaltabilir.

İlk atak sonrasında beklemediğiniz bir anda bir atak daha yaşayabilirsiniz veya yaşam boyu bir atakla bir daha karşılaşmayabilirsiniz. Karşılaşsanız da artık ne yapmanız gerektiği ile ilgili bilgi sahibi olduğunuz için kendinize güvenebilirsiniz.

Hiç yorum yok

Yaşam Televizyonu sayfalarındaki yazılar hakkında her türlü eleştiri, yorum ve önerilerinizi bizimle paylaşmanızı istiyoruz. Teşekkürler.

Önizle