Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Classic Header

{fbt_classic_header}

Son yazılar:

latest

Kanserle Mücadelede İyi Haber!

Hızlı, stresli yaşam, kötü beslenme gibi büyük şehirlerde yaşamanın getirdiği riskler nedeniyle dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalınba...

Hızlı, stresli yaşam, kötü beslenme gibi büyük şehirlerde yaşamanın getirdiği riskler nedeniyle dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalınbağırsak kanserlerinde artış görülüyor. Kalınbağırsaktaki bu tümörler karaciğer başta olmak üzere, akciğerler ve karına da yayılabiliyor. 

Bundan 20 yıl öncesine kadar cerrahların neşter vurmaktan çekindiği, hastaların yaşamını yitirmesine yol açan bu tümörler, günümüzde modern cerrahi teknikleri sayesinde karaciğerden ya da diğer organlardan başarılı bir şekilde çıkarılabiliyor. Kalınbağırsak tümörü olup da karaciğerine tümör yayılan kişilerin ortalama ömrü, yeni teknikler sayesinde 3 katına çıkabiliyor.

En Büyük Tehlike Tümörün Karaciğere Sıçraması

Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve International Hospital Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, ABD’de her yıl 150 bin kişiye kalınbağırsak kanseri teşhisi konulduğunu, her yıl yaklaşık 50 bin kişinin de kalınbağırsak tümöründen öldüğünü belirtiyor. Prof. Dr. Alihan Gürkan, kalınbağırsak kanserinin yarattığı en büyük ve ciddi etkinin tümörün karaciğer gibi hayati organlara sıçraması olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Gürkan, “Bundan 20 yıl önce kalınbağırsak kanseri sonucunda özellikle de karaciğerine tümör atlayan hastalar ameliyat edilemiyordu. Bu süre içinde karaciğer nakil ameliyatlarının sayesinde artık yeni teknikler geliştirildi. Bu teknikler sayesinde hastaların yaşama oranı yüzde 37-60 arasında değişiyor” diye konuştu.

Yurtdışına Gitmeye Gerek Yok

Prof. Dr. Alihan Gürkan, kalınbağırsak tümörlerinin en kötü taraflarından birinin tümörün başlangıçta hastaların sadece yüzde 25’inin karaciğerine atlamasına karşın, 3 yıl içinde bu oranın yüzde 75’e yükselmesi olduğuna dikkati çekiyor. Son 20 yılda özellikle karaciğer naklinde kazanılan cerrahi deneyimin yanı sıra, yeni kemoterapötik ilaçların da geliştirilmesiyle birlikte hastalığın başka organlara yayılımı konusunda ciddi adımlar atıldı. Artık ülkemizde en karmaşık ameliyatların bile başarıyla yapılabildiğine değinen Prof. Dr. Gürkan, “Hastaların bu ameliyatlar için yurtdışına gitmesine gerek yok. Çünkü orada ne yapılıyorsa Türkiye’de de yapılabiliyor” dedi.

Vücudun En Kanlı Organı, Bu Yüzden Tümör Kurbanı

Karaciğerin çok fazla miktarda kan gittiği için insan vücudunun en kanlı ve damarlı organı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Alihan Gürkan, 8 parçadan oluşan karaciğere uygulanacak cerrahi sırasındaki tekniklerin çok büyük dikkat, uzmanlık gerektirdiğini, aksi takdirde hastanın kanamadan kaybedilebileceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Alihan Gürkan, karaciğerin vücutta belli ağırlıkta kalmasının önemine de değinerek şu bilgileri verdi:

• Karaciğerin yüzde 70’ine kadar olan bölümü çıkarılabilir. Bir insan karaciğerinin yüzde 30’luk bölümü vücudunda kalsa bile yaşayabilir.
• Karaciğer ilginç bir organdır. Çünkü cerrahiyle bir bölümü kesilip çıkarıldıktan yaklaşık 4-5 hafta sonra orijinal büyüklüğüne erişir, kendini yenileme kapasitesi vardır.
• Vücuttaki bütün proteinlerin, sinirim enzimlerinin sentezi, safranın oluşturulması karaciğerin görevleri arasındadır.
• Her insanın karaciğerinin ağırlığı vücudunun yüzde 2’si kadardır. Yani 100 kiloluk adamın 2 kiloluk karaciğeri vardır.
• Eğer insan karaciğerinin yüzde 70’den fazlasını kaybederse ölebilir.
• Karaciğer vücudun başka bölgelerindeki tümörlerin en fazla atladığı organlardan biridir, çünkü karaciğere çok kan gelir, bu nedenle tümörler kolay taşınır.

Hiç yorum yok

Yaşam Televizyonu sayfalarındaki yazılar hakkında her türlü eleştiri, yorum ve önerilerinizi bizimle paylaşmanızı istiyoruz. Teşekkürler.

Önizle